Türkiye'ye yolculuk, evimize taşınama,
yerleşme çabaları, en kötüsü de çocukların hastalıkları derken bugün büyük bir
kararlılık ile oturdum bilgisayar başına. Bugün mutlaka yazmam gerek :) (inşAllah)
Artık kızımız da büyüyor
hareketleniyor elhamdülillah. O hareketlendikçe Hamza'yla oyunlarımız genelde
Zeynep'in uyku aralarına denk geliyor mecburen. Bu aralar ise en sevdiğimiz şeylerden
biri de hamur oynamak oldu. Önceden de hamur oynama çabalarımız vardı ama artık
çabadan biraz daha öteye geçerek şekillenmeye başladı sanki. Hamuru daha güzel
alıp parçalara bölüyoruz ve kolay şekiller vermeye çalışıyoruz. Bir parça
Hamza'nın eline bir parça da kendi elime alıyorum. Ben yapıyorum Hamza da benim
yaptığıma yakın bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bir müddet sonra ise O söylüyor
ve yapıyor sonra ben O'na uyum sağlamaya çalışıyorum :)
Tırtıllar, sincaplar, balıklar,
balon tutan adam,masalar, sandalyeler derken bayağı şeyler yapmaya başladık.
Bunların içinde Hamza'nın en çok ilgisini çeken ve O'nu oyalayan masave sandalyeler
oldu. Kendi onlarla oyun kurmaya başladı. Hergün belli bi vaktimizi hamur
oynamaya ayırır olduk. Hatta o kadar güzel alıştı ki, hamur oynamaya başlamadan
önce örtümüzü seriyor masamızı getiriyor, oynadıktan sonra ise masamızı silip
kaldırıyor :) Kendi sorumluluklarını da almaya başladı blie :)
Hamur oynamanın bize kattığı en büyük şeylerden
biri ise el kaslarımızı ve el becerimizi geliştirmesi oluyor. Hamza'nın değimiyle
'Yaşasın Hamur Oynamak' :)
Not : Hamza galatasarayli olunca hamur renklerimizde sari kirmizi oluyor :)