26 Şubat 2014 Çarşamba

Karton Koli

    Bugün yine deneyip çok işe yaradığını gördüğüm bir etkinlik ile sizlerle birlikteyiz :)
Aslında niyetim çok farklı olup Hamza'nın da yönlendirmesiyle karton koli ile neler yapabileceğimizi gördük. Hem güzel vakit geçirdi hemde uzun süre oyalandı. 
    Yapmanız gereken sadece boyutları çok küçük olmayan karton kutu bulmanız. Biz yine herşeyi atma kullan felsefemizle atmadığımız kolilerimizden yararlandık :)
    Amacım Hamza'nın oyuncaklarını toplamayı öğrenmesiydi. Koli alıp ortaya koydum ve öğlen uykusuna geçmeden oyuncaklarını topladık.



    Topladığımız oyuncakları kolisi ile kaldırmama izin vermeyince Hamza, koliyi kenara koyduk :) Daha sonra Hamza onların hepsini tek tek koltuğa dizip ordan koliyi yan çevirip üstüne dizdi :) Bu aralar çok tekrarladığı bir şey aslında. Eşyaları önlü arkalı yada yanyana dizmek... Arabaları olsun, kartları olsun hep bir sıraya diziyor. Oyuncaklarını da kendince bir düzene göre koliye dizdi. 

    Daha sonra onları da kaldırıp kendi kolinin içine girdi :) Yanına da birkaç boya kalemi alıp bazen kolinin içini boyadı, bazen ise kolinin yanındaki bir deliken kalemleri dışarı atıp geri alarak vakit geçirdi. Tam duvarları boyamaya başladığı bir dönem de koli fikri bizim için güzel oldu :) Çünkü salonumuzun duvarlarında Hamza'nın sarı kalemi ile çizdiği sanat eserlerı bulunmakta :) Sarı kalem olması ise tek tesellimiz :) Böylece duvar yerine karton kutunun içini boyamaya yönlendirmek daha iyi olabilir. 

    Bu oyunları sırasında benim yaptığım çok fazla bir şey yoktu aslında. Sadece yanındaydım o kadar. Kendi kendine o kadar güzel oyunlar oynayıp vakit geçirdi ki doğrusu benim de çok hoşuma gitti. Oğlum büyüyor galiba :) Hele kendini oyalıyacak oyunlar bulmasına çok sevindim. Benim yaptığım tek şey oyuncaklarını toplaması için koli getirmek oldu. 
   Sizlerinde çok işine yarayabilir diye düşünüyorum :) Bakalım yumurcaklar daha neler üreticekler :) 






22 Şubat 2014 Cumartesi

Kızımız İçin Hazırlıklar - 2

    Bir yandan oğlumla vakit geçirirken bir yandan da kızımız için hazırlıklar devam ediyor :) Kızımız doğduktan sonra inşallah Riyad'a dönüceğimiz için burdaki odasını yavaş yavaş hazırlamak istiyorum. Heralde hemen hemen herkesin aklına kız odası diyince pembeli renkler geliyordur. Bende oda süsü olarak hazırladığım kalplerin renklerini pempeler, lilalar ve kırmızılardan seçtim. Yine internetten fikir olsun diye gezerken gördüğüm oda süsünü ben biraz daha değiştirdim. Eva kağıtlarından kalpler çizip onları kestim.Kestikten sonra aynı renkler yan yana gelmemesi için renklerin nasıl geliceklerini ayarladım. Daha sonra ise kalplerın ortasından, yukarı ve aşağı kısımlarından olucak şekilde iğne ile ipliği geçirdım. Böylece kalplerın astıgım zaman daha düzgün durmasını sağlıcak.

    Tüm bu hazırlıklardan sonra en önemli noktalardan biri bu kalpleri asıcak bir yer bulmak :) Ben biraz daha şık durcağına inandığım için beyaz ferforje olarak bulacağım bir şeye asmak istedim. Onun içinde Ikea'dan bulduğum ferforjeli saksının ferforje kısmını ters çevirerek kullandım :) Bu şekilde de tavana asmayı düşünüyorum. Gayet güzel oldu. Sizler eğer yapmak isterseniz düz olarak çubuk şeklinde bir şeyede asabilirsiniz. O da yatak başı süsü olarak çok güzel duruyor. Sizlerin zevkine kalmış.


  

19 Şubat 2014 Çarşamba

Boncuk Geçirme

    Uzun bir aradan sonra yine Hamza ile oynadığımız oyunlardan bahsetmek istiyorum bugün. Oyuncakçılarda gezerken abaküs çok ilgisini çekmiş ve bayağı bir oyalanmıştı. Üzerindeki boncukları bir sağa bir sola kaydırmak ona çok zevkli gelmiş olmalı. Bunun üzerine bizde bir abaküs almaya karar verdik :) Fakat abaküs olarak ömrü çok uzun sürmedi. Bir iki gün sonra abaküs farklı bir oyuncak olarak hayatımıza girmiş oldu :)
     Abaküsü ikiye ayırıp bocukları da heryere dağılınca bende çubuklara boncuk geçirme oyunu yaptım. Doğrusunu söylemek gerekirse daha güzel oldu. Oyunumuzun ismi de 'bir bir' olmuş oldu. Çubukların hepsi dikey bir şekilde iken boncukları tek tek alıp çubuklara dizmeye çalıştık. Ilk başta biraz zorlansada daha sonrada boncukları daha hızlı bir şekilde geçirmeye başladı. El kaslarının gelişmesinde çok yardımcı bir oyun. Ayrıca boncuklarımızın renkli olması da renkleri öğrenmemize yardımcı tabiki. Oyunumuzun bir dezavantajı ise yanlız bırakıp oynatamazsınız. Çünkü boncukları her an ağzına götürme riski var. O yüzden biraz daha dikkatli olmamız gerek. 


    Sizlerinde mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Hem odaklanma hemde el kasları için çok yararlı bir oyun. Illa abaküs olmasına gerek yok. Başka bir çok şeyle boncuk geçirme oyunu oynayabilirsiniz :)
    Bugünlükte bizden bu kadar :) Tekrar buluşmak dileğiyle ...





17 Şubat 2014 Pazartesi

Cennet'ten Bir Köşe Medine

   Medine Cennet'ten bir köşe olsa gerek... Ya Rabbim bu nasıl bir güzellik... 'Sana Hamd olsun ki bizede nasip ettin' diye dua etmemek imkansız. Rabbim tekrarını nasip etsin, gitmek isteyen herkese de nasip etsin inşAllah...
   Birkaç gündür bloga yazamamın sebebi 3 günlük Medine ziyaretimizdi. Tadı damağımda kalan 3 gün... Allah (cc) ve Resul'une doymak ne mümkün. Her köşesi Cennet'ten bir parça...Nasıl olmasın ki;
Efendimiz (s.a.v) dediği gibi "Evimle minberim arasında Cennet bahçelerinden bir bahçedir."
"Uhud Cennet dağlarından bir dağdır."
Ravza'nın manasından biri Cennet 
Mezarlığın adı ise Cennet'ül Baki...
Ve daha bilmediğimiz neler vardır ...
Iki gündür düşünüyorum ne yazsam nasıl yazsam o güzellikleri anlatsam hani derler ya kelimeler yetersiz. Gerçekten kelimeler yetersizmiş. 
    Medine'liler 2.Akabe biatinda "Biz Resulullah'ı (sav) malımız ve canımız pahasına koruyacağız ve O'na sahip çıkacağız, sözümüze sadığız" demışler, ve hala sahıp çıkmaktalar... Daha Medine'ye gitmeden Riyad havaalınında tanıştığım Medine'li bir bayan bunun bir örneği gibi... Kibarlığı hoşgörüsü...
   Biz bir grupla gitmediğimiz için kendi başımıza hareket ettik hep. Kendi başına hareket etmemin iyi taraflarıda kötü taraflarıda var tabiki. Ilk gittiğimizde gece olduğu için mescide gidemedik ama nasıl bir heycan var. Mescid orada gidemiyorum. Sabahı zor edip Hamza'yı uyandırmak zorunda kalıyoruz ve Mescid'e gidiyoruz. Gidince bayanlara ziyaretin açık olduğunu duyunca Hamza'yla babasını başbaşa bırakıp hemen ziyarete gitmek istiyorum. Beklediğim her saniye o kadar kıymetli ki anlatamam. Başka hiçbirşeyi bu kadar merakla özlemle beklememişimdir. Ilerlediğim her adımda biraz daha heycan bastırıyor. Ve işte kapı açılıyor ...
    Ziyaretlerim sırasında hem oradaki görevliler hemde Diyanetin görevlileri Allah razı olsun hamile olduğum için o kadar özen gösteriyorlar ki... Sen Rabbim'e güvenince o herşeyi kolaylaştırıyor. Başka hiçbir türlü o kalabalığın içine girilmez çünkü...Her milletten insan hepsi Efendimiz (sav) huzuruna gelmek selamlamak için sabırsız. Nasıl sabırsızlanmayalım ki "Kim ki, beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, hayatımda ziyaret etmiş gibidir." demiyor mu Efendimiz (sav)
    Ravza'yı ziyaretlerim sırasında Rabbim yanıma sanki meleklerinden gönderir gibi bana yardımcı olan Kütahya'lı Fatıma Ablam Balikesir'li Ilknur ablam daha ismini bilmediğim diğer Ablalarım... Belki sizleri dünya gözüyle bir daha göremiceğim ama Rabbim bizleri Cennetinde birlikte Efendimize (s.a.v) komşu eylesin inşAllah.Sizlerden ve özellikle eşimden ebeden razı olsun Rabbim.


    Ertesi günler ziyaretlerimiz devam ediyor tabi... Medine'ye gelip Uhud'a gitmemek olur mu... "Uhud bizi sever bizde Uhud'u" demiyor mu Efendimiz (s.a.v).70 Sahabemızı bırakıp dönmüyorlar mı Medine'ye. Şehitlerin Efendisi Hz. Hamza'yı... Uhud demek Hz. Hamza, Hz. Musab, Hz.Abdullah bin Cahş demek değil mi...
   Işte bizim oğlumuzun ismi de buradan geliyor Hz.Hamza'dan... InşAllah O'nun gibi yiğit ve cesur olsun diye koyuyoruz adını... 'Rabbim sen oğlumu Hz.Hamza gibi  yetiştirmeyi nasip et Senin yolundan ayırma onuda bizleride.' Uhud'a ziyaretimiz yatsı namazından sonra oluyor. Biz gittiğimiz sırada kimsecikler yok denebilir... Uhud sessiz... Şehitliğin yanında Hz.Hamza'nın yanında mis koku... O kokuya eşlik eden kuş sesleri... 
Sonraki zamanlarda takip eden yedi Mescidler ve Kıbleteyn Mescidleri... Hepsini uzun uzun anlatmayı o kadar çok istedim ki... Hepsinin yaşanmışlıkları farklı güzel bir farklı önemli ... 


   Efendimiz (sav) bir başka hadisinde  "Kim evinden çıkıp Kuba mescidine gelir ve orada iki rek'at namaz kılarsa bu ona bir umreye bedel olur." diyor. Ve Efendimiz (sav) Cumartesi günü namaz kılmaya gittiği için bizde Umre sevabına nail olmak için Cumartesi Kuba mescid'ine gidiyoruz. Rabbim sen ordakilerla birlikte bizimde ibadetlerimiz kabul et...
    O gün son günümüz insanın ayrılası gelmiyor... Dönüp dönüp Yeşil Kubbe'ye bakıyorum... Son kıldığımız vakit bitsin istemiyorum... Namaz kılmanın bire bin sevap verildiği Mescid. Ibadetlerimizi kabul olan ibadetlerden eyle Rabbim...
Hamza bile o kadar alışıyor ki... 3 gün boyunca o da babasıyla namazlara gidiyor ziyaretlere giriyor... Babasında Efendimiz (sav) selamlamayı öğreniyor :) Otel de olduğumuz vakit televizyonda Mescid'i izlerken bile 'Anne amminn' diyor başlıyor namaz kılmaya :) Mescid'in avlusunda koşuyor diğer çocuklarla oynamaya çalışıyor... 
   Çocuklu olmak zor oluyor ama Rabbim eminim kat kat sevabını veriyordur. Sizin bu güzel bu Cennet mekan yerlere gelmeniz için bir engel olmasın ins diye tavsiye ederim. Herşey gençken güzel olduğu gibi Umre ve Medine ziyaretide gençken güzel...
   Biz ziyaretimiz boyunca Hamza'ya çok yemek yediremedik o yüzden daha çok meyve, meyve suları ve sütlerle idare ettik. Orada görüceksiniz zaten adım başı istediklerinizi alabilceğiniz bakkallar seyyar satıcılar dükkanlar... Çoğuda Türkçe birşeyler kapmış :) Tabelalar ise abartmak olmasın yarısı Türkçe :) Çocuklarınızı bırakıcak yer yok diye gitmemezlik etmeyin sadece birkaç gün biraz daha rahat olun. Çok üzerine düşmeyin derim ben nacizane :)
    Anlatacak daha neler neler var aslında ama yazarken bir hata yapmaktan korkuyorum. 'Rabbim bir yanlışım varsa, bir hatam sen affeyle ' diyip yazımı bitiriyorum...
Allah'a emanet olun...
  






  


10 Şubat 2014 Pazartesi

Dekoratif Kartonlardan Çilekli Pasta

    Küçük sürprizlerle karşılaşmayı hangimiz sevmez ki acaba :) Ben o sürprizleri hem hazırlamayı hem de bana yapılmasını çok seviyorum :)
    Hamza daha küçükken can sıkıntısından merak saldığım ve çok hoşuma giden bir hobiyi sizlere de fikir olabilir düşüncesiyle paylaşmak istedim. Origami olarak başladığım daha sonra sevimli kağıtlardan kutulara dönüşen çalışmalar :)
    Bugün hepsini olmasada Hamza'yı görmeye gelen arkadaşlarıma yaptığım çilekli pasta görünümündeki çikolata kutularını paylaşmak istiyorum.

    Yaptığım kutuların kalıpalarını internetten bulup çıktı aldım. Sizlerde beğendiğiniz kutuların şekillerini rahatça bulabilirsiniz. Önemli bir nokta ise istediğiniz şekilde kartonları bulabilmek. Daha sonra o kalıplardan kartonlarımı kesip yapıştırdım ve içlerinede çikolata koyunca herşey tamamlanmış oldu :)


    Kutularımızı tamamladıktan sonra tabakların üstünde günün önemini anlatıcak şekilde peçetelerimizide kesince çok şık durdu.

Sizlerinde beğenmesi dileğiyle... 



8 Şubat 2014 Cumartesi

Keçe Bardak Altlıklarımız

    Yeni evimize geleli bir buçuk ayı geçirmişiz bile. Hamza'yla oyunlar kızımıza hazırlıklar derken sıra evimize geldi :) Birazda evimize renk katmak gerek diye düşündüm. Yurt dışında yaşamanın çeşitli zorlukları var. Bu zorluklardan biri ise yanınıza çok eşya alamıyorsunuz. Hele çocuklarda varsa onlara öncelik veriyorsunuz. O zamanda evi renklendirmek gittiğiniz yere kalıyor. Bende internette gezinirken gördüğüm ve çok beğendiğim şeyleri denemek istedim. Bunlardan ilki renkli bardak altlıklarımız oldu.


     Elimde kırmızı, yeşil ve mavi renkler kaldığı için onları kullandım. Sizler daha farklı renklerde yapabilirsiniz tabikide. Ilk başta yuvarlakları kesmek için iki farklı bardağın ağız kısımlarını kullandım. Çünkü iki farklı boyutta yuvarlak lazımdı. Büyük olan yuvarlağı keçeden kesip içine yerleştirmek üzere küçük yuvarlaktan karton kestim. Birde küçük yuvarlaktan beyaz keçeler kestim. En son olarakta dilim izlenimi vericek üçgen şekilleri aynı boyutlarda kesmeye çalıştım :) Kartonu keçelerin içine yerleştirmeden önce üzerine gelicek olan beyaz keçeyi ve dilimleri diktim. Son olarak ise karton arada kalıcak şekilde iki büyük yuvarlak keçeyi diktim. Böylece şirin renkli bardak altlarımız tamamlanmış oldu :)
     Aslında keçeden başka malzemeler kullanarakta birşeyler yapmak istiyorum. Ama Riyad'ın yabancısı olduğum için neyi nerden bulcağımı tam bilmiyorum. O yüzden şimdi yaptığımız çoğu şey keçeden :) Türkiye'ye tatile gittiğim zaman belki gerekli malzemeleri alsam daha iyi olucak :) Bizden bügünlükte bu kadar herkese renkli, eğlenceli ve mutlu günler diliyoruz :)




6 Şubat 2014 Perşembe

El Izlerimiz :)

    Keçe almaya gittiğim zaman kitapçıdan görüp aldığım renkli eva kağıtlarıyla uzun zamandır birşeyler yapmak istiyordum. Ama ne yapıcağımı bilemiyordum. Şimdi ise hepsi yerini buldu :) Pembe tonlarımız kızımın odası için (ona başka yazımızda değineceğim), mavi, sarı ve kahverengimiz için oğluma oyuncak oldu :) 
    Aslında bu oyunun fikrini Hamza verdi bana desem yalan olmaz. Renkli eva kağıtlarını aldığımız ilk zaman babasi ve Hamza hepsini yere dizip üzerlerinde zıplamaya başladı bir yandan da hoppa diyerek eğleniyordu. Bende nasıl bir oyun yaparım diye düşünürken ilk başta onları ayak izi şeklinde kesip seksek tarzı bir oyun yapmayı düşündüm. Sonrasında nedense el şeklinde olmasının daha iyi olacağını düşündüm ve kağıtların üzerinde elimi çizip kestim. Hepsini yere dizip Hamza'yla oynamaya başladık. Oyunumuz ise şu şekilde; her renkten iki tane olduğu için söylediğim rengin üzerine elimizi koymaya çalışıyoruz. Hem bu arada Hamza da renkleri söylemeye çalışıyor hemde heycanla bir rengin üzerine elini yerleştirmeye çalışıyor. Hatta tek başına bile oynuyor. Yine el izlerini yere dizip elllerini de üzerine yerleştirmeye çalışıyor. 


    Belki sizlerede değişik bir fikir olur diye sizlerlede paylaşmak istedim :) Farklı oyunlar ve yazılarımızla yine gelicez inşallah :) Herkese hayırlı günler ...







4 Şubat 2014 Salı

Eğitici Küp Topumuz

    Yeni bir günden, herkese hayırlı günler.  Bugün ki yazımız daha önceden oğlum için hazırladığım eğitici küp topumuz :) Küp top olur mu demeyin, o kadar güzel oldu ki biz ailecek çok eğleniyoruz. Hazirlayalı uzun bir zaman oldu ancak yazımızı daha yeni yazabiliyoruz.



    Küp topumuzun yapımı yine çok basit herkesin rahatça hazırlayabileceği güzel bir oyuncak. Oynarken komşuları da çok rahatsız etmiyoruz. Yapımında kullandığımız malzemeler ise  renkli keçeler, makas, elyaf (siz isterseniz yerine pamuk yada başka birşey kullanabilirsiniz), iğne ve iplik. Küpümüzün 6 yüzü için eşit büyüklükte kareleri kestikten sonra üzerlerine dikmek istediğiniz şekilde keçeler kesip dikebilirsiniz. Ben yeni kelimeler öğrenmesi için kardan adam, şemsiye, güneş, bulut, kendi ismini birde dikdörtgen kesip onları diktim. Kare yüzlerin 1 kenarı hariç hepsini diktikten sonra içine elyaf doldurup en son kenarı da diktim. Dikişleri kolay olması adına dışardan diktim. Beklediğimden güzel oldu :) Böylece topumuzla oynarken hem renkleri hem yeni kelimeleri öğrenmiş oluyoruz. Hatta Hamza topumuza yeni bir isim bile verdi. Ismi hoppa :)


    Sizler yapmak isterseniz farklı fikirler de katabilirsiniz. Çocuklarınız için çok renkli ve oyalayıcı bir oyuncak oluyor. Şimdiden iyi eğlenceler :)  





2 Şubat 2014 Pazar

Hamza'nın Kütüphanesi

    Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba :) Blogumuza yazı yazmayalı uzun bir zaman olmuş. Çok fazla ara vermemek gerek diyip tekrardan geçtim bilgisayar karşısına :)
    Bugün ki konumuzu kitaplara ayırmak istedim. Hamza doğduktan sonra her ay gittiğimiz doktor kontrollerinde 4. ayda doktorumuzun bize kitap listesi vermesiyle hız kazandı diyebilirim. O zamana kadar okuduğum kitapları Hamza'ya da sesli okurdum. Ama kitapların onun ilgisini çekebileceğini çok düşünmemiştim. Bizim kitaplarla tanışmamız 4.ayda başlamış oldu. Aslında ilk kitabimiz Hamza daha doğmadan önce Amerika'daki bir ablamızın bize hediyesi olan yumuşak, renkleri ve hayvanları öğreten 3 yapraklı kitabımızdı, daha sonra da bizim kitapçıdan aldığımız dokun hisset kitaplarından. Çok uzun bir süre bu iki kitap Hamza'nın çok ilgisini çekti o ilgilendikçe benimde yeni kitap alma isteğim arttı:) Şimdi elimizde hem sesli hem kabartmalı birde yap-bozlu hikaye kitabımız var.


   Kitaplar hem dikkat süresini artırıyor hemde konuşmasına çok yardımcı oluyor. Tabi kitap okurken sizin de yanında onunla birlikte konuşmanız gerekiyor. Biz böylelikle çoğu hayvanın nasıl sesler çıkardığını ve isimlerini öğrenmiş olduk. Daha bir yaşına gelmeden aslanın sesini taklit edebiliyordu :) Kitaplarin yanında şarkı söylemekte çok yardımcı olabilir.

    Şimdi gittiğimiz kitapçılarda bile Hamza'nın çocuk kitapları reyonu çok ilgisini çekiyor. Hatta gideceğimiz zaman Hamza'yı kitaplardan ayırmak biraz zor olabiliyor :) 
    Kitap okumayı çok seviyor olsa gerek ki biz okurken elimizdeki kitapları toplayıp hepsini kendi okumak isteyebiliyor :) Böyle zamanlarda kucağıma alıp birlikte okumaya çalışıyoruz oda ne kadar okuyabilirsek :)
    Kitapları hep dışardan almanıza da gerek yok. Bizim elimizde kendi hazirladığımız kitabımız da var ve o kitabımızla da çok güzel vakit geçirebiliyor. Maliyeti de daha düşük oluyor :)
   Bu yaşlardaki çocukların hem eğlendirmek hemde öğrenmesine yardımcı olmak adına mutlaka tavsiye edebilirim. Herkese bol kitap okumalı günler:)