4 Aralık 2014 Perşembe

Bin Bir Surat (Yüz Yerleştirme)

    Hazır çocuklar uyuyorken ve onların uyandıktan sonra yiyecekleri yemekler hazırken hemen yeni yazımızı koymalıyım diye düşünüp yazmaya koyuldum :) Bugün ki yazımız bin bir surat isimli oyunumuz. Bu ne biçim isim demeyin ismini ben koydum :) Hazır bir yüz şablonu değişik birkaç saç, burun,göz ve ağız şablonlarıyla bin bir surat yapılabiliyor. Hatta Hamza yaparken hepsini birilerine benzetti ve biz çok eğlendik :)
Bu şablonları  http://bebekveben.com/2014/10/09/2-3-yas-icin-7-montessori-aktivitesi/ sitesinden aldım. Sizlerde isterseniz buradan ulaşabilirsiniz. Bunlar da bizim yaptıklarımızdan birkaç örnek :)


1 Aralık 2014 Pazartesi

Küçük Şehrimiz (Elektrik bantlarından araba yolumuz)

    Uzun zamandır yapmak istediğim fakat bir türlü fırsat bulup yapamadığım araba yolunu nihayet dün akşam Hamza'yla birlikte yaptık.


    Artık eskisi gibi yazılarımı uzun uzun yazma fırsatım olmuyor maalesef. O yüzden kısaca anlatıp resim paylaşabiliyorum sadece. Yolumuzu yapmak için gerekli olan tek şey renkli elektrik bantları. Ben elimizde karton ya da zemin yapabilecek başka bir şey olmadığı için parkenin üzerinde yaptım.Gayet güzel ve amacına uygun oldu.Zaten bu aralar Hamza Kerem de arabaları için kağıda yol çizdirip duruyordu.  Zamanlaması da harika oldu. Elimizdeki diğer oyuncaklarla da yolumuzu süsleyince harika bir oyun alanı oldu. Ağaçlar ve hayvanlarımız için bir park, trafik lambası, yolun kenarına koymak için telefon kulübesi ve birde küçük şehrimizden geçen tren yolu yaptık.Akşam uzun uzun oynayıp sabah kalkınca da yine sıkılmadan kendine oyun kurarak oynadı.Bence sizde kesinlikle denemelisiniz:)


Ufaklıklar uyanmadan yazımı bitirmek zorundayım.Bizlerden Can kardeşlerden şimdilik bu kadar. Herkese bol oyunlu ve kaliteli zamanlar diliyoruz... Allah'a emanet olun... 

21 Kasım 2014 Cuma

Kaşıkla Pirinc Doldurmaca


    Bu aralar, yaşımızın da getirmiş olduğu bir gereklilik olsa gerek herşeyi Hazma Kerem kendi yapmak istiyor. Ben de onun bu hevesini kırmak yerine, yapabileceği şeyleri yapmasına izin veriyorum. Çünkü biliyorum ki ileri de ben zorla yaptırmaya çalışacağım:)  Bu isteklerimizden biri de kendi kendine yemek yemek. Aslında kuru olan şeylerde bırakıyorum kendi yiyor ama çorba tarzı akıcı şeyler de henüz hazır değil gibi :) Belki de o hazır ama ben hazır değilim dökülen şeyleri temizlemeye. O yüzden ben de ona alıştırma olsun, kaşık tutma becerisi gelişsin diye bir pirinç dolu tabak, bir boş tabak ve kaşığı önüne koydum. Kaşık ile o pirinçleri boş olan tabağa doldurmasını istedim.

   Bir iki yaptıktan sonra bizim oğlan bana "Anne bak ben sana dolduracağım" diyip dolu tabağı eline alarak direk boş tabağa doldurmaya başladı. Kaşığı aradan çıkarıp :) Bende karşısında ağzım açık onu izlerken o bir kaç kere daha tekrarladı:) Çocuklar sandığımızdan daha zeki oluyor galiba :)


    Hamza kerem 28 aylık, belki daha küçükken yapsam daha etkili olurdu diye düşündüm. Bizde çok işe yaramadı ama sizler deneyebilirsiniz belki :) Kaşık tutmak için güzel bir alıştırma ...

28 Ekim 2014 Salı

Oyun Hamurlarımız

    Her ne kadar bloga yazı yazamasakta cankardelerle faaliyetlerimiz hızla devam ediyor. Oyunlarımız devam ediyor ama benim parmaklarım onların hızına yetişemez oldu galiba :)  
    Türkiye'ye yolculuk, evimize taşınama, yerleşme çabaları, en kötüsü de çocukların hastalıkları derken bugün büyük bir kararlılık ile oturdum bilgisayar başına. Bugün mutlaka yazmam gerek :) (inşAllah)
    Artık kızımız da büyüyor hareketleniyor elhamdülillah. O hareketlendikçe Hamza'yla oyunlarımız genelde Zeynep'in uyku aralarına denk geliyor mecburen. Bu aralar ise en sevdiğimiz şeylerden biri de hamur oynamak oldu. Önceden de hamur oynama çabalarımız vardı ama artık çabadan biraz daha öteye geçerek şekillenmeye başladı sanki. Hamuru daha güzel alıp parçalara bölüyoruz ve kolay şekiller vermeye çalışıyoruz. Bir parça Hamza'nın eline bir parça da kendi elime alıyorum. Ben yapıyorum Hamza da benim yaptığıma yakın bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bir müddet sonra ise O söylüyor ve yapıyor sonra ben O'na uyum sağlamaya çalışıyorum :)



   Tırtıllar, sincaplar, balıklar, balon tutan adam,masalar, sandalyeler derken bayağı şeyler yapmaya başladık. Bunların içinde Hamza'nın en çok ilgisini çeken ve O'nu oyalayan masave sandalyeler oldu. Kendi onlarla oyun kurmaya başladı. Hergün belli bi vaktimizi hamur oynamaya ayırır olduk. Hatta o kadar güzel alıştı ki, hamur oynamaya başlamadan önce örtümüzü seriyor masamızı getiriyor, oynadıktan sonra ise masamızı silip kaldırıyor :) Kendi sorumluluklarını da almaya başladı blie :)

Hamur oynamanın bize kattığı en büyük şeylerden biri ise el kaslarımızı ve el becerimizi geliştirmesi oluyor. Hamza'nın değimiyle 'Yaşasın Hamur Oynamak' :)
Not : Hamza galatasarayli olunca hamur renklerimizde sari kirmizi oluyor :)

31 Ağustos 2014 Pazar

Dondurma Kutusundan Otobüs


    Günaydınlar herkese :)
    Bugün ne kadar uykusuz ve yorgun da olsam fırsat bulunca yazmak istedim :) İki küçük bebek olunca bazı gecelerin uykusuz geçmesi kaçınılmaz oluyor galiba :) Bugünler de geçecek diyip kendimi biraz olsun teselli ediyorum şimdilik :)
   Bugün dondurma kutusundan yaptığımız otobüsümüzü paylaşacağım sizlerle. Gerekli olan şeyler dondurma kutusunu kaplamak için kağit benzeri şeyler, tekerlek işlevini görücek 4 yuvarlak (ben su şişelerinin kapaklarını kullandım ) ve süslemek için sizin hayal gücünüze kalmış diğer malzemeler. 


    4 tane pencere yapıp içine aile resimlerimizi koyucaktım ama elimde aile resimlerimiz olmadığı için öğrenmesini istediğim bazı hayvan resimleri ekledim. Otobüsümüz giderken onlara el salladık, Ali Babanın çiftliği şarkısını söyledik ve oyun oynadık. Otobüsümüzün ömrü ne kadar mı oldu :) Çok uzun değil. En sonunda ise oğlumuzun merakına yenik düşüp yapıştırdığım herşey sökülmuş olarak buldum :) 


    Sizlerin yaptığı oyuncakların daha uzun ömürlü olması dilekleriyle :)

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Keçeden Fil Kuklamız

    Uzun zamandır şöyle sakin bir vakit bulup bilgisayarın karşına geçip yazı yazamadım. Araya giren Turkiye tatili, dönuşte aldığımız Turkiye'ye yerleşme kararımız, uzun süren çocukların hastalıkları derken bugüne nasipmiş :) Tabi unutmamak gerekir ki birde Hamza'yla tuvalet eğitimimiz :) Bunada inşAllah başka bir yazımız da deginmeyi düşünüyorum. Yazılarımız o kadar çok birikti ki :) yazı çok vakit yok :)
     Bugün Hamza'yla yaptığımız hatta Hamza'nın bana 2. kere tekrar yaptırdığı parmak kuklamız filden bahsedeceğiz. Bu diğer parmak kuklalarımızdan daha farklı. Filin hortumu yerine parmağımızı kullanıyoruz. Kuklamızı yapmak için yine keçe kullandık. İlk önce tüm keçeleri Hamza'nın önüne dizip bir renk seçmesini ve fili o renkten yapacağımı söyledim. Hamza da kırmızı keçemizi seçti. Ilk olarak bir fil kalıbı çıkarıp ondan yaralanarak filimizi kestik. Daha sonra parmağımız boyutunda bir delik kestik. Başka renkten gözlerimizi de kesince filimizin büyük kısmı tamamlanmış oldu. Ben fazladan kenarlarınıda diktim ama siz dikmek zorunda değilsiniz tabi.

    Yine bu parmak kuklamızı internette araştırma yaparken bulup hoşuma gitti ve gerçekten güzel sonuçlar aldık :)

    Yazının başında uzun zamandır sakin vakit bulup yazamadığımı söylemiş olduğuma bakmayın bu sakinlik çok uzun sürmedi tabi :)  yazının sonunda iki bıdığımız da uyanık tamamlamaya çalıştım :) 
    Herkese eğlenceli güzel günler dileriz :)


15 Temmuz 2014 Salı

Su Şişesinden Oyuncağımız Renkleri Bulmaca

"Mazlumun zalimden öcünü alacağı gün, şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha çetin olacaktır."
                                                                                                  Hz.Ali (r.a)

Arakan'da, Doğu Türkistan'da, Suriye'de Mısır'da Gazze'de ve daha başka yerler de zulüm gören müslüman kardeşlerimiz için dualarımızı eksik etmeyelim, hiç değilse bunu yapabilelim. Ben oğlum hastalanıp bir öğün yemeğini atlasa üzülüyorum, canım sıkılıyor, oradaki anneler nasıl dayanıyor bu acıya. Rabbim sen onlara güç ver, zulüm gören tüm müslüman kardeşlerimizin yardımcısı ol. Senden başka yardım isteyecek, gidecek başka kapımız yok. Sen yardım et...Amin...
  

    Riyad da, hem hava şartları hem de buranın yaşam koşulları dışarı çıkmamıza çok uygun olmadığı için aktivitelerimizin çoğu evde olmak zorunda kalıyor. Bende Hamza televizyona çok düşkün olmasın diye ona sürekli farklı oyunlar bulmaya çalışıyorum. Bugün daha önceden atmayıp biriktirdiğim su şişeleri ile bir oyun hazırladık. Hazırlık aşamasın da Hamza'nın da bana yardım etmesi ben benim hemde Hamza'nın çok hoşuna gidiyor. Ona uygun olabilecek işler yaptırıp sorumluluk kazanmasını sağlamaya çalışıyorum. 


    Hazırladığımız oyunlar aynı renkleri bulma oyunuydu. Bu oyunu da yine internette başka bir annemizin hazırladığı benımda uyguladığım bir oyun. Dört su şişemizi alıp sarı, kırmızı, mavi ve yeşil kağıtlarla kapladık. Daha sonra başka bir oyuncağımızın renkli pullarını alıp aynı olan renkleri sisenin içine attık. Ilk basta oyunu anlayabilmesi için birkaç pulu birlikte yaptık. Daha sonra ise kendisi aynı olan renkleri şişelerin içine doldurmaya başladı. Böylece renklerin isimlerini de öğrenmek için güzel bir çalışma oldu.


     Bir müddet oynamayı daha sonra pulları rastgele doldurmaya baslayınca anladım ki bu oyunumuzun ömrü de bu kadarmış :)

6 Temmuz 2014 Pazar

Keçeden Ciçeklerimiz

Allah'tan korkan kimseler , öfkelerini yutarlar ve insanları affederler.Allah iyilik edenleri sever.
                                                                                               Âl-i İmran süresi (3),134

Rabbim bizi de öfkesine hakim olup iyilik edenlerden eylesin inşAllah...

    Bugün yazımız çok daha önceden başlayıp araya Türkiye ziyareti girince tamamlanması şimdiye kalan keçe çiçeklerimizle alakalı.
    İnternette gezinirken gördüğüm ve yapmaya karar verdiğim rengarenk keçe çiçek...
    Önce internetten çiçek kalıpları buldum.  Benim bulduklarım çok simetrik değildi aslında. Siz isterseniz kendiniz çizip kalıp çıkarabilirsiniz. Sonra çiçeklerimin ortasına koymak için renkli boy boy düğmeler aldım. Tam burada aldım derken eşime çok teşekkür etmek istiyorum çünkü bıkmadan usanmadan beni her istediğim yere tekrar tekrar götürüp hiç bir kere bile gitmeyelim demediği için :)  Siz eğer evde düğmeleriniz varsa onları da değerlendirebilirsiniz hatta daha güzel olur. Kalıplara göre renkli keçelerden çiçeklerimi kesip ortaya düğme gelecek şekilde ayarlayıp diktim.Daha sonra da kurabiye çubuklarına çiçekleri diktim. İkea'dan aldığım saksının içine köpük yerleştirip çubukları da köpüklere batırdım ve saksimiz hazir.

    Son olarakta saksımız evdeki yerini aldı. Ben çok beğendim. Evim için böyle küçük şeyler yapmak beni evime daha da ısındırıyor galiba. Böylece Riyad'i da sevmeye başlıyorum :)

3 Temmuz 2014 Perşembe

Kağıttan Gemimiz

Ebû Sâid el-Hudri radıyallahu anh'den rivayet edidiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah rızası için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar."
Rabbim bizi oruçları kabul edilen kullarından nasip etsin inşallah. Hayırlı Ramazanlar...

    Riyad gibi sıcak bir memlekette yaşıyorsanız eğer serinlemek için çare arıyorsunuzdur :) Çocuklar için ise en iyi yöntemlerden biri su ile oynanan oyunlar. Hamza su ile oynamayı çok seviyor, bizde sürekli banyo yaptırmak yerine oyunlarımıza su katmaya başladık.Tabi oyunlardan sonra anneye büyük iş düşüyor ama ne yapalım anne olmak zor:)


    Baktım ki dün canı sıkılmış yeni şeyler arıyor hadi dedim seninle gemi yaptırıp yüzdürelim :) Bu fikir tabi çok hoşuna gitti. Mutfak leğenimiz içine su koyduk. Gazeteden gemilerimizi yaptık. Gemilerimiz gazeteden olunca tahmin edersiniz ki çok uzun ömürlü olmuyor. Bu yüzden birden fazla gemi yapıp biri batınca diğeriyle oynamaya başladık. Gemilerimizin hepsi batınca biraz da su ile oynadık. Sonuç ise ıslanmış kıyafetler ve sırılsıklam olmuş yerler. Avantajlarımızdan biri ise yerlerin taş olması:) Temizlemesi kolay oluyor. Hamza'nın o kadar hoşuna gitmiş ki öğlen uykusundan uyanır uyanmaz " anne gemi hapur" demeye başladı. Akşam olunca ise aynı keyifle babasına anlattı. Galiba bu oyunu sık sık tekrarlayacağız :)
Bu sıcak havalar da size de bol sulu günler :)

28 Haziran 2014 Cumartesi

Seramik Kafe ve Seramik Boyamaca

    Her konu da örnek almamız gereken kişi Peygamber Efendimiz (s.a.v) olduğu gibi çocuklarla ilgi ve alaka konusunda da O'nu örnek almamız gerekmez mi?
    Çocukların nasıl ki yemek yemeğe uyumaya ihtiyaçlari varsa şefkat ve merhamete de ihtiyaçlari var. Işte bunu da şefkat timsali Efendimiz (s.a.v)'in çocuklara olan davranışlarından ve sözlerinden öğrenebiliriz. 
     Peygamberimiz (s.a.v) "Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir." (Tirmizî, Birr, 15) sözüyle, çocuklara merhametin ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Diyerek Efendimiz (sav)'in hadisinden de bahsederek bugün ki yazımıza geçmek istiyorum.

    Değişik yerlerde bulunmanın güzelliklerinden biri de değişik şeyler görüyorsun.Türkiye de var mı bilmiyorum, ben daha önce karşılaşmamıştım ama burda gördüğüm seramik cafe'den ( cafe-ceramique ) bahsedeceğim bugün. Burada tanıştığım bir ablanın tavsiyesiyle gittiğimiz ve keyif aldığımız bir gündü.

Seramik cafe de ister yemek yiyebiliyor isterseniz de orada beğendiğiniz bir seramiği satın alıp boyayabiliyorsunuz. Boyamak için ise boyaları siz seçiyorsunuz onlar getiriyorlar. Nasıl boyayacağınızı kısaca anlatıyorlar. Fırınlaması ise yine onlara ait. Çıkarken bırakıyor 1 hafta sonra gidip alabiliyorsunuz. Sadece seramik boyama değil doğum günlerinin de kutlandığı güzel bir cafe.



     Biz bir yandan siparişlerimizi verirken bir yandan da Hamza'yla birlikte boyamak için köpekli bir kalemlik seçtik. Böylece evdeki boyalarımızı da koymak için kalemliğimiz olucaktı:) Renklerimizi aldık seramiğimizi seçtik. Boyalarımız ve fırçalarımız da gelince başladık Hamza'yla boyamaya. Boyamayı ilk defa teyzemizin oğluma aldığı boya kalemleri ve resim defteriyle tanıdık, daha 1 yaşlarındaydı. O zamandan beri boya yapmak en sevdiğimiz şeylerden biri oldu. Ama bu ilk fırça deneyimimiz oldu. Aslında fırça için biraz erken ama fırçayı boyaya batırmak sonra kalemliğe rastgele sürmek hoşuna gitti. Daha öncede yapmadığı bir şey olunca çok ilgisini çekti. Bu arada da bir yandan yemeğimizi yemiş olduk.


    Bu tarz aktiviteler el becerisini çok geliştiriyor. Yavaş yavaş bakmışsınız küçük oğlunuz şekiller çizmeye bile başlamış. Bunları görmek anne ve baba olarak çok güzel bir duygu.

    Boyamamızı bitirip kalemliğimizi fırınlanması üzere orada çalışanlara teslim ettikten sonra ayrıldık. Ve bir hafta sonra ise sonuç beklediğimizden de güzeldi :) Tabi bu arada söylemeyi unuttuğum bir şey var. Hamza boyadıktan sonra annede küçük dokunuşlar yapmadı değil :) Aramızda kalsın :)



    Bugün Türkiye'de Mübarek Ramazan ayının ilk günü ve ilk oruç. Rabbim bize hakkıyla Ramazanı yaşamayı nasip etsin inşAllah. Dualarda buluşalım :) Biz ise Ramazan için bir gün daha bekliyoruz...Hayırlı Ramazanlar...


24 Haziran 2014 Salı

Legolarla Aynı mı Farklı mı Oynamaca

   Haris b.Nu'man (r.a)'ın Enes b. Malik (r.a)'den rivayetine göre; Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur:
   "Çocuklarınıza hoş muamelede (davranışta) bulunun ve onları güzel terbiye edin."
                                                                                                               (Ibn Mace,Edep,3,II,1211)

    Herkese hayırlı sabahlar...
    Çocuklarla ilgili bu kadar şeyden bahsettikten sonra onlarla ilgili bir hadis yazmak istedim. Aslına bakılırsa geç bile kaldım heralde. Eksikliğimizi telafi etmek duasıyla inşAllah...
    Sizlere de yardımcı olur mu bilmiyorum ama benim uygulamaya çalıştığım bir şeyden bahsetmek istiyorum. Hani bazı zamanlar olur sabrınızın son noktasıdır, çocuklar sizi çileden çıkarmıştır :) Işte o zaman hadisleri hatırlamak bana yardımcı oluyor. Sinirim bir nebze de olsa azalıyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v) böyle buyurmuş yapmamak olmaz diye düşünüp çocuklara karşı biraz daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Rabbim çocuklarımızı O'na layık ümmet olarak yetiştirmeyi nasip etsin inşAllah.
   Bu küçük hatırlatmadan sonra bugün oğlumla oynadığımız aynı mı farklı mı oyunundan bahsetmek istiyorum. Elhamdulillah konuşma işinin çoğunu halletti. Bundan sonra kelimeler yerine kavramlar üzerine oyunlar oynatmaya çalışıyorum. O kadar çabuk öğreniyorlar ki her seferin de şaşkınlığımı saklayamıyorum :)


    Son birkaç aydır legolarla oynamayı çok seviyor Hamza. Hatta legolarla oynamak onu çok oyalıyor diyebilirim. Yine birgün legolarla oynarken içine karışmış farklı bir lego bu oyunu oynama fikri verdi bana. Ben de aynı renkli legoları gruplayarak geriye kalan legoları Hamza'nın gruplamasını istedim. Oğlum şuanda tam 2 yaşında ve bu gruplama işini çok çabuk yapabildi. Gruplama sırasında da bu bununla aynı mı farklı mı diyerek, bu kelimeleri de kelime dağarcığımıza katmış bulunduk :) Hatta bu sırada Pepe'nin aynı mı farklı mı şarkısını söylemek Hamza'nın çok hoşuna gitti. Aklına geldikçe "anne söylesene aynısını' diyor.

    
      Şimdi herhangi bir şey için aynı mı farklı mı olup olmadığını çok rahat söyleyebiliyor. Ondan bu tarz kelimeler duymakta beni çok sevindiriyor :)
     Bugünlükte bizden bu kadar... Herkese çocuklarıyla birlikte eğlenceli musmutlu günler... Riyad'dan sevgiler :)



21 Haziran 2014 Cumartesi

Najd Village Arap Restaurant

    Arabistan da yaşarken biraz buranın kültürünü öğrenmek adına gittiğimiz bir arap restaurant bugün ki yazımızın konusu...Riyadh'da Najd Village...


    Değişik mimari yapısı, değişik kültürü ve değişik yemekleri olan güzel bir yer burası. Eğer Riyad'a gelirseniz ya da zaten burda ve hala gitmediyseniz tavsiye ederim. Burada ki çoğu yer gibi bir erkek girişi bir de aile girişi var. Ikiside tamamen farklı kapılar... Aile kapısından girince oturacağınız yerler de yine hepsi birbirinden bağımsız kalın perdelerle birbirinden ayrı kimsenin kimseyi görmedigi bir oturma şekli var. Yemekler eskiden bizim kültürde de olan yer sofrasında yeniyor. Yemek odaları da yer minderleriyle döşenmiş. Aslında bizim için çokta farklı olmayan bir görünüm. Sadece duvarlarının yapısı bizimkilerden biraz daha farklı. Birde buradaki çoğu bina da olduğu gibi çatıları düz veya teras var. 


    Siparis vereceğiniz zaman siz sesleniyorsunuz garsonlar içeri giriyor. Yemegi getirdikleri zaman ise sizden müsade alip iceri giriyor, öyle çat kapı içeri girmek yok yani anlayacağınız :) Burada mahremiyet çok önemli.  


    Yemekleri yuvarlak bir hasırın üzerinde servis ediyorlar. Yemeklerin tadlarına gelince et yemeklerini çok seviyorlar. Yumuşacık ve lezzetliydi gerçekten. En azından bizim yediğimiz öyleydi :) Pilavlari ise bizim pilavlarimiza göre çok baharatlıydı. Getirdikleri bir kişilik pilav servisi bizim icin 3 kişilik servis olsa gerek :) Yanında getirdikleri cacık ise bizim bildiğimiz cacıklardan pek farkı yoktu. Tatlıları ise yine biraz farklıydı. Sanki şerbeti ballı gibi olan hamur tatlisiydi.. En son tatlının yanında içtiğimiz çay ise naneli çaydı. Buranın alışamayacağım seylerinden biri de naneli çayı heralde. Aslında güzel ama bir Trabzonlu olarak cayı hic bir şey katmadan içmeyi sevenlerdenim. Bununla beraber yediğim çogu şeyden memnun kaldım. Buraya gelince doyup kalkıyorsunuz hatta artabiliyor bile yemekler. 


    Sundukları tabaklar ise hepsi Arap kültürünü yansıtan değişik ve güzel tabalardı. Tamamen otantik ve hoş bir havası var. Herkese tavsiye ederim. 


18 Haziran 2014 Çarşamba

Kırklama (kırk çıkarma)

    Bugün ki yazımız gelenekelerimizden olan kırklama (kırk çıkarma) ile alakalı olacak. Kırk çıkarılacağı zaman neler yapılır aslında çok bilmiyorum ama büyüklerimizden öğrendiğim kadarıyla yapmaya çalıştık. Şimdi de yaptıklarımızı size anlatmaya çalışacağım :)

    Aslında Zeynep Ervamızın kırkı dolana kadar sık sık banyosunu yaptı. Ama kırkıncı gününde (bu gün bazı yörelere göre değişiklik gösterebilirmiş 7-21 ) kırklama dediğimiz banyosunu yaptı. Bu banyosunda farklı olarak banyo suyunun içine her biri bir kere ihlas suresi okunmuş fasulye ( başka bir yerden duyduğuma göre bulgur ), altın, para, tes

15 Haziran 2014 Pazar

Hamza Kerem'in 2.Yaş Günü

    Canım oğlumuz Hamza'mız iki yaşında Elhamdulillah :) Zaman o kadar çabuk geçiyor ki geçmesini engelleyemiyoruz o yüzden nasıl geçtiği çok önemli...
    Bu sene oğlumuzun doğum günü biraz erken kutladık çünkü babamız Riyad'a erken gitmek zorundaydı. Biz de babamız gitmeden doğum günümüzü yaptık....
    Doğum günümüzü nasıl yapsam tema ne seçsem diye düşünürken Hamza'nın ilgi alanlarına öncelik vermek istedim. Ve hayvanlar bu dönemde ilgisini çektiği için çiftlik temalı bir doğum günü hazırlamaya karar verdim. Bu hazırlıklarımız boyunca teyzelerimize, özellikle de angulorganizasyon :) ayşenur teyzemize çok teşekkür ederiz emeklerinden dolayı... Bebek görmeye gelip kendilerini doğum günü hazirliğin da bulan canım arkadaşlarım Merve ve Feyza'ya da çok teşekkür ederim :)

    İlk hazırlıklarımızdan biri Hamza Kerem 2 Yaşında yazımızdı. Yazılarımızın başlarına ve sonlarına da Hamza'nın resimlerini koyduk tüm harflerimizi de ipe geçirince tamam oldu.



    İkram masamızın arka fonu için de Ayşenur'a tekrar teşekkür ederim. Fonumuzu seçip hazırlayan teyzemiz oldu.

    Dilek ağacı için not kağıtlarımızın yanına gelen misafirlerimize bizden ufak bir hatıra kalsın diye kendimizin hazırladığı torbalara badem şekeri koyup dilek ağacına astık. Torbalarımızın üzerine de hazırladığımız etiketleri yapıştırdık ve çok güzel bir hatıra olmuş oldu.



     Gelen misafirlerimize ikram için hazırlağımız muffinlere temamıza uygun muffin kağıtlarını hazırlayıp piştikten sonra onları da içine yerleştirdik ve çok şık bir görünüm oldu. Yine temamıza uygun olsun diye kurabiylerimiz de kelebek ve ayı kalıpları kullandım.



    Meyve suyumuzu ikram için ise hazırladığımız kadehler ve etiketler...



    Yine temamız uygun hazırlanmış içme sularımız...



     Doğum günü pastamız için de dedemize çok teşekkür ederiz :)



   Bu kadar şeyi bahçeye hazırladıktan sonra birden yağmur başlayınca hepsini içeri taşımak zorunda kaldık :) Yağmur berekettir diye düşünüp moralimizi bozmadan doğum günümüzü içerde kutladık :) Bu da içerdeki sunumdan bir görüntü :)



    Rabbim hepimizin çocuklarına hayırlı, sağlıklı ve güzel ömürler nasip etsin inşAllah ... Bizleri kırmayıp bu güzel günümüz de yanımzda olan tüm yakınlarımıza çok teşekkür ederiz…





27 Mayıs 2014 Salı

Hastane Odası Süslememiz

    Hastaneye ziyarete gelen bir arkadaşımızın dediği gibi ötelerin ötesinden kızımız Zeynep Erva'mız da geldi hamd olsun. Rabbim'in bize emaneti bir iken iki olmuş oldu. Bu emanetlere hakkıyla bakabilmeyi nasip etsin Rabbim inşAllah ...
   Kızımızın da gelmesiyle birlikte blogumuzun ismi de tam olarak gerçekleşmiş oldu. Can Kardeşler bir iken iki oldular :)
InşAllah gerçek anlamıyla da birbirlerine can kardeşi olurlar...
   Bugün yazımız da kızımızın gelmesine yakın yaptığımız hazırlıklardan bahsedeceğim. Bu konu da biz biraz şanslı olanlardanız çünkü kardeşim yani teyzemiz organizasyon ve fotoğraf (angulorganizasyon) işleriyle uğraşıyor. Bu yüzden tüm hazırlıklarımız ve fotoğraflar da emeği çok büyük.


    Hastahane odası için hazırlıklarımızdan ilki kapı süsü hazırlamak oldu. Klasik kapı süslerinden olmasın biraz da kız bebeği anlatsın diye değişik bir model yapmaya çalıştık. Pembe güpürlerden kapımıza şeritler hazırlayıp keçe ve tülden bebek elbisesi yaptık. Son olarakta kurdela ile süsledik. Bizim hoşumuza gitti sizlerde beğenirsiniz umarım :)


    Diğer bir hazırlığımız ise "Hoşgeldin Zeynep Erva" yazımızdı. Onuda teyzemiz bilgisayar da hazırladı ve daha sonra çıktılarını alıp kestik ve kurdelaya geçirince de tamam oldu. 


     Bebek çikolatası için ise tercihimiz mantarlı şişelere çakıl taşı çikolata ve renkli leblebi hazırlamak oldu. Şişelerimizin etiketleri ise yine teyzemize ait :) Etiketlerini yapıştırıp kurdela ile de süsleyince onlarda hazır hale geldiler. 


    Gelen misafirlerimize ikram için bir diğer hazırlığımız ise şerbet ve şerbet ve şerbeti ikram etmek için ise kadehler oldu.

    Hastaneye gelen yakınlarımızın duygularını kalıcı bir hale getirmeden olmazdı tabi:) Bunun için ise dilek ağacımıza  not kağıtlarını hazırladık. anahtarlıklarla birlikte yazılan not kağıtlarımızı ağacımıza asınca çok hos bir görüntü olustu. Dilek ağacımız da daha önceden yazısını da koyduğum kendim hazırladığım anahtarlıkları asınca hoş bir görüntü ortaya çıktı.


    Bir de hazırladığımız ama o telaşla hastaneye götürmeyi unuttuğumuz su şişelerimiz vardı :) Hem süslemeyi hemde beni hastaneye götürme işi kardeşime kalınca böyle ufak unutkanlıklar olabiliyor tabi :)



    Bu süslemeleri evde bizi ziyarete gelen misafirlerimiz için de kullandık. Bu da ev versyonu :)



    Bizi ziyarete gelen herkese çok teşekkür ederiz. Dualarınızı da eksik etmeyin bizden inşAllah... Bir teşekkür de teyzemize... Herşey için çok teşekkür ederiz angul organizasyon :) 


25 Mayıs 2014 Pazar

Ayakkabı Kutusundan Araba

    Büyüklerden her konu da öğreneceğimiz çok şey var :) Kızımız doğduğu ilk günler de Hamza babanesine ziyarete gittiği bir gün, babanemizin Hamza'yı oyalamak için yaptığı bir oyuncaktan bahsedecegiz bugün :)
Yapımı kolay ama herkesin aklına gelmeyebilir. Açıkçası ben hiç düşünmemiştim böyle bir şey :)
   Çocuklar bir müddet oyuncaklarıyla oynadıktan sonra farklı şeyler arıyorlar. Sürekli yeni oyuncak almaktansa elimizdekilerle oyalamak daha kolay ve zevkli. Babanemiz de legolarıyla oynamaktan sıkılan Hamza'ya ayakkabı kutusundan araba yapmış. Hamza'nın değimiyle "kamon" :) Legoların tekerlekli olan parçalarını ayakkabı kutusuna bantlayıp, arabayı kontrol etmek için de bir ip takınca Hamza'yı oyalayacak yeni bir oyuncak :)



 Kutunun kapağının açıp içine oyuncak doldururmak onları boşaltmak Hamza'yı bayağı bir oyalamış. Hatta eve getirip bir müddet daha ev de oynamaya devam etti. 



Ellerinize sağlık anne bu güzel oyuncak ve fikir için :) 

23 Nisan 2014 Çarşamba

Patiska'dan Battaniyemiz

    Kızımız Zeynep Erva'nın gelmesine sayılı günler kaldı inşAllah :) Bizler de sabırla bekliyoruz. Bu arada ismine de kesin karar vermiş olduk anlayacağınız gibi :) Abimiz Hamza'da "Zeynep abisi " deyip şimdiden sarılıp öpüyor. Zeynep Ervamız gelince de aynı tepkileri verir inşAllah diye dua ediyorum :)

     Bugün ki yazımıza ise anneannemizin kızımız için hazırladığı ve çok kullanışlı olacağını düşündüğüm, altı elyaf üstü battaniye olan örtümüzü göstermek istedim. Kız bebek olunca renklerimiz pembe oluyor tabi :) Alttına yumuşak olması için elyaf koyup, kullanışlı olması ve bebeği rahatsız etmemesi için iki yandan fermuar koydu. Birde yastığını ekleyince ortaya çok güzel bir şey çıktı :)


    Hem yolculuklar da, hemde pusetinin içinde rahatlıkla kullanabileceğimiz bir örtümüz de var artık. Ellerine sağlık anneannemiz :)

7 Nisan 2014 Pazartesi

Kırkyama (patchwork) Battaniyemiz

   Uzun zamandır bitirip yazısını eklemeyi beklediğim kırkyama ( patchwork ) battaniyemiz bitti. Ben çok beğendim sizde beğenirsiniz inşAllah. Yapımı biraz uğraştırıyor tabi. Tek başıma yapabilirmiydim bilmiyorum ama annemin ve ablamın yardımlarıyla hamd olsun bitti :) Internette dolaşırken http://nanacompany.typepad.com/nanacompany/2012/03/three-sleepy-time-doll-quilts.html bu sitede rastladım ve bunu yapmalıyım dediğim bir battaniye :) 


    Biz evde olan kumaşları kullandık siz isterseniz kendi zevklerinize göre yeni alabilir yada elinizdekileri kullanabilirsiniz. Ben sadece fil deseni olan ve ağız kısmı için kullanıcağımız kumaşı yeni aldım. Daha sonra battaniyenin bitmiş halindeki boyutundan hesap yaparak 15 *15 lik kumaşlar şeklinde kesip kombinasyonumuzu hazırlamaya çalıştık.15*15'lik derken dikiş payını eklemeyi unutmayın. 15 cm bitmiş halinin ölçüsü. Kombinasyonu da yapmak çok kolay olmuyormuş onu da fark ettim. Daha sonra hepsini birbirine teyelleyip düzgün durduğunu da gördükten sonra annem makina ile hepsini dikti. 


    Sonra ağız kısmını da yapıp içine en ince olan elyaftan yerleştirdik. Ben çok kalın olsun istemedim o yüzden en ince olan elyafı tercih ettik. Daha sonra arka yüzünüde dikip kenarlarına da fistoları da yerleştirince bitti sayılır bile. En son olarakta ağız kısmına hayvanların işlemesini de yapınca herşey tamam :) Bitmiş halinin boyutları 90 *110 cm. Bakalım kızımız doğunca test etmiş olucaz ama kullanışlı olucağını düşünüyorum. Hem yatak örtüsü, hemde üzerine örtü olarak kullanabileceğimiz bir battaniye oldu. 

    InşAllah sizlerde beğenmişsinizdir. Daha önce patchwork deneyimimiz olmamasına rağmen internet sağolsun diyelim. Annemin dikiş deneyimlerini unutmamak lazım :)
    Bu arada kızımız geliyor diye oğlumuz unuttuk sanılmasın. Ilk göz ağrımız Hamza'mız bizim :) Ev kalabalık olunca anne yerine teyzeleri tercih ediyor bu aralar :) Teyzeler ve kendinden 45 gün büyük kuzeni Mehmet Emir'le birlikte çok mutlu :)










28 Mart 2014 Cuma

Ekmeklikten Araba Garajımız

    Türkiye'deki ikinci haftamızı da doldurduk. Bir haftamız babaanemizde bir haftamızda anneannemizde geçirdik. Sağolsunlar iki annemizde bize o kadar yardımcı oluyor ki haklarını nasıl ödeyeceğiz bilemiyorum. Hamza geldiğimizden beri kuzenleriyle vakit geçirme fırsatı buldu. Kuzenlerimizden biri 3 yaşında, diğer kuzemiz ise 2 yaşında. Kuzenlerle bir araya gelince farkettim ki bu aylarda oyuncaklarını paylaşmak onlar için biraz zor oluyor. Çoğu şeye "benim" demeye başladı. O yüzden oyuncaklar üzerine de tartışmalar olabiliyor. Bunun yanında çok güzelde oynayabiliyorlar.
    Hamza'nın bu aralar arabalar daha çok ilgisini çekmeye başladı. Arabalarla oynarken onların seslerini çıkarmaya, onları sıraya sokmayı çok seviyor. Sıralarken yanyana yada önlü arkalı çok düzgün bir şekilde yerleştirebiliyor. Bende onları sıraya sokmaya çalışırken bir yandan renklerine göre gruplara ayırıp renkleri de öğretmeye çalışıyorum. Henüz renkleri ayırt etmese bile renkleri söylemeye başladı. 
   Babanemizde kaldığımız sıralarda arabalarla oynarken babamızın aklına değişik bir fikir geldi :) Hamza'nın arabalarına garaj... Arabalarını yerleştirmesi için ekmekliği Hamza'nın ellerine bıraktık :) Böylece arabaları ekmekliğin içine ve dışına yerleştiriken çok güzel vakit geçirdi. Hemde Hamza'yı çok oyalayan bir oyuncak oldu. Böylece eşyalarını da düzenlemeyi öğrenmesine yardımcı oluyor. Bu aylarda hatta daha öncesinde düzene alıştırmak gerekiyor bana kalırsa.


  Oyuncakları oynadıktan sonra birlikte toplamak yada sadece oynayacağı oyuncakları vermek bu aylarda öğenebildikleri şeyler. Daha sonra bu tarz alışkanlıkları vermek zorlaşıyor çünkü. 

    Biraz düşününce evdeki çoğu şeyden çocukları oyalıyacak bir çok oyuncak bulunabiliyor. Bakalım ilerleyene zamanlarda daha neler bulucağız hep birlikte göreceğiz.


24 Mart 2014 Pazartesi

Sürprizler ve Hazırlıklar

    Üç ay aradan sonra tekrardan Türkiye'deyiz :) 1 haftamizi babamızla birlikte geçirdikten sonra şimdi babanelerimiz ve anneannelerimizle özlem gideriyoruz. Hamd olsun Hamza hem kuzenleri, hem teyzelerimiz, amcalarımızla yabancılık çekmeden kaldığı yerden muhabbetlerine devam etti. Babamızdan ayrılmamız tabiki zor oldu heran babamızı soruyor. Bu aylarda çocukların anne yada babalarından ayrılmaları ne kadar doğru bilmiyorum ama etkilendikleri kesin. Anne yada babadan ayrılma korkusu ile daha çok bağlanıyorlar. Bizim ki biraz mecburiyetten ama inşAllah babamızda bir ay sonra yine yanımıza gelicek.
    Ailelerimizle özlem gidermek yanında, bir de onların bize sürprizleri oldu. Kızımız için hazırlıklarımıza onlarda katkıda bulundular. Buradan hepsine tek tek teşekkür ediyoruz. Aldıkları herşey o kadar güzel ve şirinki insan baktıkça bakası geliyor.



    Bebek hazırlıkları yaparken anne baba olarak hiç bir eksiklikleri kalmasın istiyor insan tabikide. Bizim ikinci bebeğimiz olunca hem biraz tecrübe hemde oğlumuzdan kalan eşyalar olunca biraz daha şanslıyız bu konuda. Neler lazım olabilir diye düşünüyorsanız eğer sizlere de yardımı olabilir diye bir kaç ana başlık olarak yazmak istedim :) Ilk başta hastane çıkışları kullanışlı oluyor. Bize hastane çıkışlarımızın biri amcalarımızdan biride teyzelerimizden hediye geldi. Oğlumuzdan kalan yeşil ve sari renkli kızların giyebileceği renkler olunca yeterince hastahane çıkışlarımız var. Onların yanında aldığımız bir kaç tane alttan çıt çıtlı badilerimiz var. Genellikle kısa kollu olanları tercih ediyorum. Doğdukları mevsim için kısa kollu daha kullanışlı oluyor. Bunların yanında biberon, emzik ve biberon temizleme fırçamızda hazır. Oğluma emzik vermiştim kızıma ilk etapta vermeyi düşünmüyorum ama zorlanırsamda emziğe başvurabilirim :) Bunların yanında gezerken gördüğüm bir kac elbise, yine anneannemiz babaannemizin hazırladıkları elbiseler çoraplarımızda var. Gerekli olan eşyaları madde madde yazsam heralde okunması daha kolay olur diye düşünüp hemen maddeler halınde sıralamaya başlıyorum :)
- Hastahane Çıkışları
- Alttan çıt çıtlı badilerimiz
- Biberon ve emzik
- Hastane çıkışında yoksa battaniye
- Bebek bezleri islak havlular
- Pişik Kremi 
- Yelekler
- Patik ve ayakkabılar
- Mendil ve mama onlükleri
Bunlar dışında kullanılacak eşyalar olarak ise 
- Yatak odası yada beşik (Oğlumuza yatak odası almıştık onun yanında park yatağımızda vardı, ama kızımıza Türkiyede evimizi kapadığımız için ilk başlarda kullanmak için anneannemizde park yatak Riyadh'da kullanmak için ise beşik tarzı birşey almayı düşünüyoruz. Park yatak yanınıza alıyorsanız kullanışlı olabiliyor.) 
- Oğlumuzdan kalma puset (Bizde Chicco'nun living 3'lü seti var çok memnun kalarak kullanıyoruz.)
- Bebek küveti ve filesi 
- Şampuani lifi yada süngeri
- Bebek havlusu 
- Yatarken kullandığımız yan yatış yastığı (Oğlumuzdan kalma yine)

    Şimdilik aklıma gelenleri yazdım, eksik kalanları da aklıma geldikçe eklerim inşAllah. Ikinci çocuk olunca daha çok kullandığımız şeyleri yazmak, gereksiz olanları elemek istedim. Bebek alışverişine çıkacak olanlara da şimdiden kolay gelsin :) Hem eğlenceli hemde zor zamanlar :) Zor zamanlar olması çok şey almak istiyor insan ama kendinize hakim olmalısınız bence :)