14 Ocak 2014 Salı

Küçük Dünyamız


    Küçükken yaşadığımız çok tatlı bir heyecan vardı; hemen hemen hepiniz hatırlarsınız. Arefe akşamları yeni bayramlıklarımızı giymek icin sabırsızlanır biran önce sabah olsada giysek diye beklerdik. Ne saf ne güzel bir heyecandı. Bende blog sayfam açıldığından beri akşamları biran önce ertesi gün olsada bende birşeyler yazsam diye bekler oldum :) Nedense içimdeki heyecan bayram sabahları çocukların heyecanını hatırlattı ...
     Riyad'a geldiğimiz zaman oğlum uyuyordu. Sabah olup şaşkınlıkla nerdeyiz diye evi gezerken babasının onun için hazırladığı sürpriz odayı gordü. Hele birde odanın içindeki çadır onu o kadar sevindirdi ki... Iki elini ağzina gotürüp babasına şaşkınlıkla "aaaa" demisti. O zamandan beri en çok vakit geçirdiği yerlerden birisi de çadırı. Kendine ait bir alan olması hoşuna gidiyor olsa gerek... Çadırı kendisinin olarak sahiplenip bizi misafir eder oldu :) O küçücük çadıra babası ile birlikte girip beni çağırıyor , birde oyuncakların içerde oldugunu düşünürsek görmeyin halimizi :) Akşamları babası işten geldiği zaman ise ilk yaptığı şeylerden biri babasıyla birlikte çadıra girmek ve oyun oynamak.



   Vaktini geçirmek için çok güzel bir oyun alanı... Oyuncaklarını istediği zaman çıkarıp oynuyor, toplayacağı zaman tekrar çadira koyuyor yada kendisi de içine girip orada oynuyor. Iki yanında ki file alan ise benim onu kontrol etmem açısından çok kullanışlı. Bu yaşlardaki çocukların ilgisini çekebileceğini düşünüyorum. Tek sorun salonumuzun ortasında herzaman duran bir çadır :)
  Tekrar görüşmek dileğiyle...

3 yorum: